kitap okuyan ile okumayan arasındaki fark
- var mıdır ? varsa eğer bunlar nedir?
benim görüşüme göre, kelime dağarcığı, kurduğu cümleler, yaratıcılık ve iletişim biçimi bakımından önde kişidir.
kitap okuyan ortalamanın üzerindeki zeki bir insanda çağrısımsal bellekten çağrılan/bulunan enformasyon ile birlikte hayatta öne geçtiğini düşünüyorum.
doğan cüceloğlu'na göre, bilincini donatmış insan her bakımdan donatmamış insana göre farklıdır der.
insan bilincini tabiki başka şekillerde donatabilir fakat bunu bir metin üzerinden yaptığında enformasyonu kalıcı bir biçimde saklayabiliyor hem de enformasyonun kullanım bağlamının perpektifini gördüğü için, enformasyonun hangi gerekli yerde nasıl çağıracağını biliyor.
zeka: bir olay anından gerekli enformasyonun bellekten çağrılma kabiliyeti ile birlikte farklı görevlere geçişte dikkatin olaylar arasında aktarılabilmesidir. - okunan kitap sayısıdır. fazla anlam aramaya gerek yok bazıları, bazı hayatları okuyarak öğrenir, bazıları yaşayarak. kitap okumayan insan cahil demek doğru olmadığı gibi okuyan insan da çok kültürlüdür demek de doğru olmaz. önemli olan başına gelen olaylardan ne çıkardığındır.
- kitap okuyan: olayları analiz eder.
kitap okumayan: olaylara karışır.
kitap okuyan, dünyayı anlamaya çalışır.
okumayan, dünyanın sadece kendi etrafında döndüğünü sanır.
kitap okuyan düşünür, şüphe eder, sorgular.
okumayan ezberler, inanır, bağırır.
kitap okuyan bir konuyu konuşmadan önce araştırır.
okumayan ne duyduysa onu doğru zanneder, üstüne sesini yükseltir, bir de “ben böyle biliyorum” der.
kitap okuyan, beynini kullanır.
okumayan, beynini taşıdığı bir organ zanneder.
kitap okuyan hata yapar ama öğrenir.
okumayan hep haklıdır, çünkü cahil cesareti sonsuzdur.
kitap okuyan geleceği inşa eder.
okumayan, o gelecekte ne olduğunu bile anlamadan sadece bakar.
bir de şu var:
kitap okuyanla tartışmak keyiflidir.
kitap okumayanla tartışmak ise… yorucudur, çünkü önce okuma-yazma öğretilmelidir. - pratik bir iş yapıyorsanız, okumayan daha iyi yere gelir. okuyan biri olarak yaptığım analiz budur. düzenli kitap okuyan arkadaşlarım, düzenli kitap okumayanlara göre daha kötü yerlerde. hatta çoğu bir baltaya sap bile olamadı. çünkü, hiçbir sektör sizin kitap okumanızla ilgilenmez. hatta kpss bile ilgilenmez. oytun erbaş diye tus birincimiz var. ben hiç kitap okumam, dedi. gerçekten söyledi bunu yayında. adam sürekli tus birincisi oldu. nasıl oldu? çünkü, kafasına farklı ve gereksiz görünen isimleri doldurmadı. kitap okuyan biri olarak bunu net biçimde söyleyebilirim: 3.5 üzeri ortalama yapan birkaç tanıdığım var. sefiller veya suç ve ceza desen yazarını bile söyleyemez. kendi alanında olan isimleri bile tanımıyor. kitap okumamış gerçekten. denedim, söyleyemedi. ancak özel sektörün aranan elemanları. çünkü, adam sadece kendi alanına odaklanıyor. geri zekalı değil aslında. odağı sadece kendi işi. benim tespitlerim bunlar. ancak kültür için elbette okuyun. kitap okumayan insanın muhabbeti çekilmez. muhabbet çeviremez. sohbet tenis gibidir. karşılıklı dönmesi gerekir. okuyan biri, esg veya vedat milor olur. ben yine okuma taraftarıyım her şeye rağmen. kültürsüz insanın sözü dinlenmez.
- kitap okuyan biri, dünyayı değiştirebilir. okumayan biri, seni değiştirmeye çalışır.
(bkz: o etek ne öyle) - kitap okuyan empati yapabilir okumayan yapamaz.
kitap okuyan olaylara çok yönlü bakar okumayan tek açıdan o da kendi açısından bakar.
bu iki özellik zaten toplum bilinci olması için olmazsa olmaz özellikler. zaten toplum bilinci olmayan insanlar okumayan cahil insanlar. - sadece okumak veya bunun üzerine kariyer yapmak bir şey ifade ediyor olsaydı, çoğu zaman nereye baş çevirsek boş konuşan okumuş kişi görmezdik.
okumak çok şey sayılabilir tabi de, ben kişinin kitap okuyup okumuyor oluşuna değil; okuduğunu anlayıp, idrak edip, herhangi bir öğrenip öğrenmediğine bakıyorum.
iyi seçilmiş 100 kitabı anlayarak okuyan birini, belirsiz ya da hırslı bir amaçla, gelişigüzel veya anlamadan 1000 kitap okuyan birinden üstün tutarım ben.
çok kelime bilmesi güzel şey tabi de, anlatımını zenginleştirecek şekilde doğru cümle içinde kullanamıyorsa, doğru ve yanlış çizgisi belirsizse, bilmeden veya daha kötüsü bilerek anlam karmaşası oluşturuyorsa öğrendiği kelimeler sadece kalabalık yaratmaktan ileri gidemez, demagojiye girer.
bir kişinin kültürü, herhangi bir şey anlatırken verdiği örnekler, tanımlar ve tasvirlerle belli olur. güzel bir anlatıcı mest edebilir ama konuşmasının ezber olması sadece okuma becerisidir. doğaçlama bir muhabbette anlaşılır kişinin birikiminin ne olup olmadığı. yorum farkı neredeyse her şeydir. - aileden zengin değilse kitap okuyan fakir kalır. çünkü kurallara uyar. kitap okumayan ise daha atik davranır, zenginleşir.
ayrıca bu yıl ilk altı ayda memurlar (kitap okuma oranı daha yüksek) yüzde 11,54 zam alırken, kamuda çalışan işçilere yüzde 24 teklif edildi. böyle de bir durum var. - okuyan biri olarak istemeden ekseniniz okuyan insanlara kayıyor lakin çok okumak tek başına yeterli bir sebep değil temelde bir vizyonun yoksa hiç bir işe yaramıyor e ben çok akıllıyım bir sürü kitap okuyorum hayır! hayatını idame ettirme kısmında çakıyorsan,s osyal iletişimin bozuksa, iradene hakim olamıyorsan ve daha bir sürü şey al o kadar okuduğun şeyi çöpe at.
- fark yoktur. farkı yaratan şey okuduğunu ya da dinlediğini anlamaktır.
son 30 yıldır sadece 2 adet kitap okudum.
(bkz: google nasıl yönetiliyor)
(bkz: çocuklar için dünya tarihi)
öyle iki lafı bir araya getiremeyen ya da türkçesi kıt bir insan mıyım? değilim :) kitap okumayanları bu derece yaftalamak kompleksten başka bir şey değil.
kitap okuyan insanlar amsterdam' daki bisikletliler gibi. kendilerini ayrıcalıklı ve üst sınıf görüyorlar, de öyle değil. başarının, kendini doğru ifade etmenin ya da veya kelimeleri doğru kullanmanın tek yolu kitap okumak değil. doğru insanları doğru şekilde dinleyip, doğru sorular sorup doğru yanıtları almayı daha bilgi, kültür ve iletişim adına kıymetli buluyorum.
günde yaklaşık 2-3 saat arası araç kullanıyorum. o sırada 32. gün belgeselleri izlemek, 70'lerin trt arşivlerine girmek, tedx konuşmaları dinlemek, neo skola gibi uygulamalar kullanmak bana daha doyurucu geliyor. kitap okumak boş zamanı olan kişilerin işi. benim boş zamanım yok.
edit : benim 2 adet kitap okumamla övündüğüm yazılmış. yav hacı babam siz daha okuduğunuzu anlamıyorsunuz, o cümleden bu çıkarımı yapmak için ya temporal loblarınızda problem olmalı, ya art niyetli olmanız lazım, ya da denyo olmanız lazım. siz gidin cin ali' den başlayarak yeniden başlayın türkçe' ye.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek, oylamak, mesaj yazmak için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap