çakma yazılımcı.
daha bilgisayar mühendisliği okuyanlar iş bulamazken, bu yan sanayi, çin malı bölümü bitiren mi bulacak? bilgisayar mühendisliği zaten çökmüş, mezunları linkedin'de "arkadaşlar iş arıyorum" postu atmaktan bot gibi oldular. adam dört yıl boyunca algoritma, veri yapıları, yapay zekâ çalışmış hâlâ işsiz...

sen kim, yazılım geliştirme mezunu kim! adı bile uydurma. yazılım geliştirme nedir ya? yazılımcı var, mühendis var, developer var, sen nesin? şarj aleti misin? çakma iphone kablosu gibi bir bölüm! kullanan ilk haftada "desteklenmiyor" uyarısı alır.

diplomanı alsan ne olacak? cv’ye yazınca insan kaynakları kahkaha atar:

"aa evet, yazılım geliştirme mezunusun, çok ilginçmiş, sıradaki!"

kardeşim bu bölümü yazan zaten işsizliği garantilemiş demektir. hatta bu kadarını söyleyeyim: yazılım geliştirme mezunlarının çoğu mezun olunca bile hâlâ ne geliştirdiğini bilmeyecek. "yazılım geliştirme mezunuyum" diyenin karşısına qr kod koyacaksın, okutunca ses çıkacak:

"özür dilerim, bu sürüm desteklenmiyor."

ha, illa yazılım istiyorsan? git youtube'dan, udemy'den öğren, bootcamp’e katıl. diploma mı? tuvalet kâğıdı daha değerli.
hadi kolay gelsin, mezuniyetten sonra "iş var mı abi?" diye telegram gruplarında sürünürsün!

"aynı suça farklı kefen, aynı teraziye farklı gram" dediğim durumdur.

memlekette adalet diye bir terazi varsa, bir kefeye devleti koyuyoruz, öbür kefeye halkı. ama son zamanlarda terazinin dili nedense hep bir tarafa kayıyor. aynı suçu işleyen iki kişiden biri manşet oluyor, öteki koltuğunda oturmaya devam ediyor.

evet, açık konuşayım: ekrem imamoğlu’nun da, bazı chp’li belediyelerin de usulsüz işler yapmış olabileceğine inanıyorum.
büyük para, büyük iş, büyük rant dönen her yerde bir açık çıkar. suç varsa ortaya dökülmeli, yargılama sonuna kadar sürmeli. ben sonucu görmek isterim. ne çıkarsa da kabul ederim.

ama bu işlerin sadece chp’li belediyeler üzerinden dönmesi insanın kafasını kurcalıyor. diğer belediyeler pırıl pırıl mı?

her ihaleyi şeffaf mı yapıyorlar? ?her fen işleri müdürü, her imar dairesi müdürü vicdanıyla mı karar veriyor?

yoksa mesele başka mı?

bakın, belediyecilik çok büyük bir alan. ihaleler, inşaatlar, taşeronlar, sosyal yardımlar… hepsi parayla döner. bu kadar para dönerken denetim yoksa çürüme kaçınılmazdır. o yüzden asıl olan denetimdir.
ama türkiye'de yaygın olan sözde denetim'den bahsetmiyorum, gerçek denetimden bahsediyorum.

ama denetim, herkese eşit uygulanırsa anlamlıdır. sadece muhalefeti hedef alıyorsa, adı adalet olmaz, intikam olur. o zaman da halk adalete değil, güce bakar. güç kimdeyse haklı da odur der.

biz bu filmi çok izledik. bugün yapılanlar yarın yapanın önüne gelir. bu yüzden herkesin kendini, ekibini, yaptığı işi sorgulaması gerekir.

şahıslar değişir, iktidarlar gider gelir ama sistem çürürse hepimiz altında kalırız.

adalet, sırayla herkese uğrarsa adalettir. sadece rakibe çalışıyorsa, o artık başka bir oyundur.
belediyeleri temizleyelim eyvallah… ama önce terazinin iki kefesine de aynı gramı koymayı öğrenelim.

murat ilbak, istanbul büyükşehir belediyesi'ne yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında 23 mart 2025'te tutuklanmıştı. soruşturma sürecinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini belirterek savcılığa ifade verdi. savcılık, bu ifadeyi tahliye için yeterli buldu ve ilbak'ın ev hapsi şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasını talep etti. sulh ceza hakimliği de bu talebi kabul ederek ilbak'ın ev hapsine alınmasına karar verdi .

ilbak'ın bu tutumu, sadece kendi lehine bir adım değil, aynı zamanda toplumun güvenini yeniden tesis etme yönünde atılmış önemli bir adımdır. etkin pişmanlık, türk ceza hukuku'nda suçla mücadelede önemli bir araçtır ve suçun aydınlatılmasına katkı sağlar.

ayrıca, hiçbir bilgiye dayalı olmaksızın şunu söylemek istiyorum:

(kendisini az çok tanıyan biri olarak) murat ilbak’ın suçlu olduğuna inanmıyorum. suç sayılan bazı durumlar varsa da, bunların türkiye’de iş yapmanın kaçınılmaz bir parçası olduğunu düşünüyorum. etkin pişmanlık yolunu seçmesi de bence bir kabullenmeden çok, sürece katkı sunma ve sorumluluk alma çabasıdır.

leggno, kalite olarak orta alt seviyede ama fiyatları uçmuş durumda.
ürünlerin çoğu gösterişli ama işlevsellik zayıf. gerçekten hak etmediği etiketlerle raflara çıkıyor.
neden mi? çünkü avm’lerde dükkan açarak “pahalıysa iyidir” algısıyla keriz avlıyor.

marka bilinirliği yok denecek kadar az. web sitesi yetersiz, sosyal medya ölü. teknolojik yenilik desen? hiçbir şey yok. sadece saf tüketicileri tasarımla kandırmaya çalışıyor.

kısa vadede satabilir ama bu vizyonsuzlukla uzun vadede sadece kaybolur.

zeki biri miydi? evet. hazırcevap mıydı? kesinlikle.
ama tüm bu özellikleri, yaptığı siyaseti temize çekmeye yetmez.

bir dönem "sol" söylemle yola çıkıp, sonunda etnik siyaset batağına saplandı. kürtçülük yaptı, hdp’nin vitrini oldu, pkkyla arasına mesafe koymadı. barış süreci boyunca öcalan’ı neredeyse siyasi bir kanaat önderi gibi sunmaya çalıştı.

solculuk iddiası taşıyıp sınıf mücadelesini bir kenara atarak, kimlik siyasetinin gönüllü propagandacısı oldu. türk kimliğini küçümseyip, kürt kimliğini kutsayan bu yaklaşım toplumu birleştirmedi, daha da böldü.

entel-dantel laf cambazlığıyla, güzel cümlelerle gerçeği örtemezsiniz. siyaset dediğin net olur: teröre mesafe koyarsın, ülkenin birliğini savunursun.

benim gözümde, zekâsını yanlış saflarda harcamış bir figürdür. seveni çok, eleştirenin de sebebi var.
sanatçı kimliğine saygım var ama siyasetine yok.

eğer cildiniz hassas ve kaliteli ürünler arıyorsanız, bioderma ürünlerini şiddetle tavsiye ederim.
özellikle güneşe karşı hassas ciltler için photoderm xdefense gibi ürünler mükemmel koruma sağlar.
bu ürünleri denemek isteyenler için bir fırsat var: naos sitesinde ürün alırken benim referans kodumu kullanabilirsiniz!

kod: d5j7f3

bu şekilde hem kendiniz hem de ben puan kazanıyoruz, böylece kazandığınız puanlarla daha fazla indirim alabilirsiniz. kodumu kullanarak hem kaliteli bir ürün almış olur hem de desteklemiş olursunuz.

işte "türk tipi profesör" denince tam da böyle örnekler geliyor insanın aklına: diplomanın ne zaman, nasıl, hangi geçişle alındığı belirsiz; akademik kariyeri sisler içinde; ama bir bakmışsın, galatasaray üniversitesi gibi seçkin bir kurumda ders veriyor. hadi bir kişi bir hata yaptı diyelim, peki bu nasıl yıllarca kimsenin dikkatini çekmeden sürdü? akademik camiada kimse dosya mı incelemez, sorular mı sormaz?

bu kişinin profesör olabilmesi akıl alır gibi değil; çünkü profesörlük sadece bir unvan değil, aynı zamanda etik, liyakat ve emeği temsil eden bir değerdir. fakat görüyoruz ki bazıları için bu unvan, sadece bir “bağlantı ve geçiş” meselesi olmuş. daha da düşündürücü olan, bu kişi yıllarca üniversitede hocalık yapıyor ama kimse "bu akademik geçmişte bir gariplik var" demiyor. ya görmezden geliniyor, ya da sistem zaten bu tür görmezden gelişlere alışmış.

eğitimin, hele de yükseköğretimin bu kadar değersizleştirildiği bir ortamda; gençlerin gece gündüz çalışarak girmeye çalıştığı üniversitelerde, bu şekilde elde edilmiş makamlar büyük bir ayıptır. türk akademik hayatı, artık sadece “yayın” ve “başlık” sayısı değil, “nasıl geldin, neyin karşılığında geldin?” sorularını da sormak zorundadır. yoksa biz "profesör" deyince içimizden hala "ciddi bir bilim insanı" değil de "yolu bulan biri" gelmeye devam edecek.

iki kelimeyi bir araya getiremeyen, kendini eğitememiş ve muhtemelen eğitimin önemini hiç kavramamış biri, ülke gündemini ve hatta bazı fetö'cülerin desteğiyle dünya gündemini meşgul ediyor günlerdir.

bu olayın varacağı yer, imamoğlu'nun unutulup gitmesidir.
(kendisini chp genel başkanı falan yaparlarsa ne komik sahneler çıkar yahu, ah benim zavallı ülkem)

neden bu fikirdeyim, anlatayım:

• istanbul, imamoğlu döneminde belediye hizmetleri açısından geri gitmiştir.

istanbul'un altyapı sorunları çözülmemiştir, ulaşım projeleri ise yetersiz kalmıştır. özellikle trafik ve toplu taşıma sorunları hâlâ çözülmemiştir.
bir tane doğru dürüst proje ortaya koyamamıştır.

• belediye kaynaklarını verimli kullanamamış, israfı önleyememiştir.

belediye bütçesi verimli bir şekilde kullanılmamış, büyük projelere büyük meblağlar ayrılmış ancak sonuçlar beklentiyi karşılamamıştır. bu durum kaynakların doğru harcanmadığını ve israfın arttığını göstermektedir.

• hakkında yolsuzluk ve usulsüz işlemlerle ilgili ciddi iddialar bulunmaktadır.(ben, iddiaların doğru olduğuna inanıyorum; kent uzlaşısı hariç)

imamoğlu'nun yönetimindeki bazı belediye ihaleleri ve uygulamalar, yolsuzluk suçlamalarıyla gündeme gelmiştir.
suçlama yapanların bir kısmı parti içindeki kendi arkadaşları.

• popülist söylemlerle algı yönetimi yaparak gerçekleri gizlemektedir.

imamoğlu'nun sıkça kullandığı popülist söylemler, toplumsal sorunları görmezden gelerek halkın duygusal tepkilerini manipüle etmeye yöneliktir.

• belediyenin yönetiminde liyakatsiz atamalar yapılmıştır.
özgür özel 'in seçilebilmesi için, delegelerin akrabalarını liyakat falan dinlemeden belediyeye almış olması gibi.
(bir belediye çalışanından duyduğum kadarıyla, bir belediye çalışanının ortalama maaşı 80 bin lira)

imamoğlu, kadro seçimlerinde çoğu zaman liyakatten çok, partizanlığa dayalı bir yaklaşım sergilemiştir. bu da belediye hizmetlerinin verimsiz olmasına yol açmış, birçok projede başarısızlık yaşanmasına neden olmuştur.
( yanan otobüsler, defalarca bizzat şahit olduğum yolda kalan metrobüsler)

• tüm belediye hizmetlerine akıl almaz zamlar yapılmış, istanbullular suya, ulaşıma resmen para yetiştirememektedir.
örneğin, su fiyatları 4,5 yılda %500 oranında artmıştır.
toplu taşıma ücretleri ise aynı dönemde %476 zam görmüştür.
bu durum, istanbulluların bütçesini zorlamakta ve yaşam kalitesini düşürmektedir.

• belediye imkanlarını kişisel refahı için kullanmış, istanbullulara ait olan köşkü kendi evi gibi kullanmıştır.

imamoğlu'nun, istanbul halkına ait olan kamu köşkünü kendi kişisel kullanımına tahsis etmiştir.
israf diz boyudur, belediye kaynakları verimsiz harcanmış, halkın parası boşa tüketilmiştir.

istanbul'daki büyük projeler ve harcamalar, halkın kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılmadığını ortaya koymaktadır. belediye tarafından yapılan harcamaların hesabını verememektedirler, israfın önüne geçilememiştir.
(örneğin baklava olayı, örneğin ilbak holding'e verilen paralar)

• imamoğlu'nun yönetimindeki olumsuzluklar nedeniyle, onun için sokağa çıkanları anlamakta güçlük çekiyorum.

imamoğlu'nun yönetiminde yaşanan başarısızlıklar, halkın büyük kısmının yaşam kalitesini düşürmüşken, hala destekleyenlerin varlığı şaşırtıcıdır. bu durum, istanbulluların gerçek ihtiyaçlarına duyarsız kalındığını göstermektedir.

erdoğan gitmeli, ama nasıl olacak bu diyenlere:

erdoğan'ın diktatör olduğunu söylemek halka hakarettir.
bu söylemi bırakın önce.
evet, yanlış uygulamalar var, bunu hepimiz görüyoruz.
imamoğlu'nun haksız diplomasını en son yaklaşık 5 sene önce yazmıştım ben entry'lerimde.
o zaman iptal edilmeliydi diploma bana göre, şimdi yapılan iptal siyasi rakibi eleme olarak görülür.
chp'nin seçim kazanmasını ben de isterim, bunu samimi söylüyorum.
ama hangi chp?

chp'nin lideri, atatürk'ün ilkelerine sadık, zeki, dürüst ve temiz olmalı, aynı zamanda manevi değerlere saygılı ve milliyetçi bir duruş sergilemelidir. dünyaya açık, küresel gelişmeleri takip eden ve toplumsal barışı ön planda tutan bir lider, ülkenin geleceği için güçlü bir vizyon ortaya koymalıdır.

işte o zaman benim de oyumu alır.

chatgbt'ye sordum.
sorum şu: kuzey kıbrıs'taki üniversiteleri saygınlıklarına göre sıralar mısın?

işte cevabı:

kuzey kıbrıs'taki üniversitelerin saygınlık sırasına göre tam listesi:

1. orta doğu teknik üniversitesi kuzey kıbrıs kampüsü (odtü kuzey kıbrıs)

odtü'nün kuzey kıbrıs kampüsü, türkiye'deki odtü'nün yüksek akademik standartlarını devam ettirerek, mühendislik, teknoloji ve sosyal bilimlerdeki başarılarıyla en saygın üniversitelerden biridir.

2. istanbul teknik üniversitesi kuzey kıbrıs kampüsü (itü kuzey kıbrıs)

türkiye'nin köklü üniversitelerinden olan itü'nün kuzey kıbrıs kampüsü, mühendislik ve teknoloji alanlarında çok güçlü bir eğitim veriyor. yüksek akademik başarı ve uluslararası tanınırlığıyla dikkat çeker.

3. doğu akdeniz üniversitesi (eastern mediterranean university - emu)

kktc'nin en büyük üniversitelerinden biri olan emu, uluslararası öğrenci kitlesi, geniş akademik programları ve güçlü araştırma imkanlarıyla saygın bir üniversitedir.

4. yakın doğu üniversitesi (near east university - neu)

yakın doğu üniversitesi, büyük kampüsü, uluslararası bağları ve farklı disiplinlerdeki programlarıyla kuzey kıbrıs'taki en önemli üniversitelerden biridir.

5. girne amerikan üniversitesi (girne american university - gau)

gau, özellikle uluslararası öğrenci kabulü ve geniş akademik seçenekleri ile tanınan bir üniversitedir.

6. lefke avrupa üniversitesi (lefke european university - leu)

lefke avrupa üniversitesi, uluslararası eğitim olanakları ve güçlü akademik kadrosu ile saygın bir konumda yer alır.

7. kıbrıs uluslararası üniversitesi (cyprus international university - ciu)

ciu, modern kampüsü, güçlü akademik kadrosu ve uluslararası bağları ile kuzey kıbrıs'ın saygın üniversitelerindendir.

8. kıbrıs sağlık ve toplum bilimleri üniversitesi (cyprus health and social sciences university)

sağlık bilimleri ve toplum bilimleri alanlarında güçlü bir eğitim sunan üniversite, özellikle sağlık sektörüyle ilgili programlarıyla dikkat çekmektedir.

9. arkın yaratıcı sanatlar ve tasarım üniversitesi (arkin university of creative arts and design)

sanat ve tasarım alanında güçlü bir eğitim veren üniversite, yaratıcılığa dayalı bir eğitim anlayışını benimsemektedir.

10. kıbrıs ilim üniversitesi (cyprus science university - csu)

bilim ve mühendislik alanlarında eğitim veren bu üniversite, giderek daha fazla tanınan ve tercih edilen bir kurumdur.

11. bahçeşehir kıbrıs üniversitesi (bahçeşehir cyprus university)

bahçeşehir üniversitesi'nin kktc şubesi, eğitim kalitesi ve global vizyonu ile öğrenciler tarafından tercih edilmektedir.

12. kıbrıs ada kent üniversitesi (cyprus ada kent university)

eğitimde kaliteli bir altyapı sunan, özellikle sosyal bilimler ve iş alanlarında eğitim veren bir üniversitedir.

13. kıbrıs amerikan üniversitesi (cyprus american university)

amerika kökenli eğitim sistemini benimseyen ve uluslararası öğrenciler arasında tercih edilen bir üniversitedir.

14. kıbrıs ileri teknoloji üniversitesi (cyprus international university of technology)

teknoloji ve mühendislik alanlarında eğitim veren bu üniversite, hızla gelişen bir eğitim kurumu olarak tanınmaktadır.

15. kıbrıs karpaz üniversitesi (cyprus karpaz university)

karpaz bölgesinde yer alan bu üniversite, bölgedeki eğitim ihtiyaçlarına yönelik olarak eğitim vermektedir.

16. kıbrıs sosyal bilimler üniversitesi (cyprus social sciences university)

sosyal bilimler alanında güçlü akademik kadroya sahip bir üniversitedir.

17. kıbrıs uluslararası final üniversitesi (cyprus international final university)

geniş akademik seçenekler sunmakta ve öğrenciler tarafından tercih edilmektedir.

bu sıralama, üniversitelerin genel saygınlıkları, akademik başarıları, uluslararası tanınırlıkları, araştırma olanakları ve eğitim kalitesine göre yapılmıştır. her öğrencinin ihtiyaçları farklı olabileceğinden, tercih yaparken üniversitelerin sunduğu programlar ve imkanlar göz önünde bulundurulmalıdır.

benim yorumum:
kıbrıs'ta eğitim kalitesi gerçekten çok düşük arkadaşlar, bundan emin olun.
bunun iki nedeni var:
biri ve belki en önemlisi oraya giden öğrencilerin ya düşük kapasiteli ya da sorumsuz öğrenciler olması
ikincisi akademisyen kalitesinin düşük olması.
itü kıbrıs ve odtü kıbrıs'ın diğerlerinden daha önde olmasını da itü ve odtü'nün buraya akademisyen desteğinin olması.

sonuç: kıbrıs'ta üç okulda okunabilir bence.
odtü kıbrıs
itü kıbrıs
doğu akdeniz üniversitesi

asla gidilmeyecek okul olarak da final üniversitesi olarak görüyorum ben.

beceriksiz.......
kapasitesiz.....
kendini beğenmiş.....

üç koyun versen ikisini kaybedecek adam istanbul'da belediye başkanlığı yapıyor.
istanbul'da her tarafı b.k götürüyor.

metrobüsler yollarda kalıyor sürekli.
( son bir yılda 5 kez başıma geldi)
istanbul'da reel olarak bilet fiyatlarına çok büyük zam yapıldı, para dayanmıyor.

belediye hizmetleri bitmiş durumda.
"yapacağım" dediklerini yapmadı ve yapabildikleri de sorunlu.

böyle bir adama türkiye emanet edilir mi?
aklınızı mı kaçırdınız siz?